top of page
Yazarın fotoğrafıMerve YILDIZÖZÜ ÇETİN

Evrenin Devleri: Kuasarlar ve Blazarlar


Görsel: NASA, ESA ve J. Olmsted (STScI)


Evrenin en güçlü cisimlerinin kara delik olduğunu mu düşünüyorsunuz? Demek daha önce kuasarlarla hiç tanışmadınız…


1960'lardan önce astronomlar aktif gök adalarda gözlenenlere benzer yoğun radyo dalgalarının kesinlikle gök ada boyutundaki büyük nesnelerden geldiğini düşünüyorlardı. Tek yıldızlar öylesine zayıf radyo kaynaklarıdırlar ki 1960'tan önce radyo dalgaları tespit edilmiş tek yıldız Güneş'ti. Ancak o yıl açısal çapları çok küçük olduğu için yıldız gibi görünen iki radyo kaynağı bulundu.

Gezegenler bir yıldızı örttüğü zaman gezegenin büyüklüğü ölçülebilir. Aynı olgu uzaktaki bir nesnenin boyutunun ölçülmesi için tersten kullanılabilir. Bu radyo kaynaklarından biri olan 3C 273, Ay tarafından örtülürken görsel ve radyo dalga boylarında görüntülenmiştir. 3C 273 görsel ve radyo dalgaları Ay tarafından engellenirken ve bunlar diğer kenarda yeniden ortaya çıktıklarında gözlenerek, kaynağın ayrıntıları belirlenebilmiştir. Nesne bir gökadadan çok bir yıldız gibi (nokta kaynak) oldukça küçük olarak görülmüştü. Buna ek olarak, bu nesne bazı radyo gökadalarda gözlenen jetlere benzer küçük bir jete sahipti. 3C 273'ten gelen radyo dalgalarının iki kaynağı varmış gibi görünüyordu: Jet ve nesnenin ana gövdesi. Bu bölümde çiti loblu radyo kaynaklarına aktif gökadalarda sık rastlandığını gördük.



Görsel: 3C 273 / NASA


Hem 3C 273 hem de 3C 48'in (burada daha önce sözü edilen diğer bir kaynak) tayfı son derece olağan dışıydı. Salma tayfı çizgileri baskın olduğu halde, çizgiler bilinen herhangi bir kimyasal element ile eşleştirilememiştir. Bildiğimizden tamamen farklı kimyasal elementlere sahip nesneleri mi görüyorduk? Sıra dışı durumlar nedeniyle (yıldız benzeri görüntü ve güçlü radyo salması) bu nesneler yıldız benzeri radyo kaynakları kuasarlar olarak adlandırıldı.

1963'le, California Teknoloji Enstitüsünden Maarten Schmidt 3C 273'ün sıra dışı tayfının bilmecesi için bir çözüm buldu. Schmidt, 3C 273'in baskın tayf çizgilerinin sadece çok büyük ölçüde kırmızrya kaymış hidrojen tayf çizgileri olduğunu buldu. Her bir dalga boyu yaklaşık %16'dan daha büyük bir değerle kırmızıya kaymıştır.



Görsel: Kuasar 3C 273. Paneller, sırasıyla MERLIN, HST (NASA / STScI) ve Chandra (NASA / CXC / SAO) tarafından alınan 3C 273 ve jetinin radyo, optik ve X-ışını görüntülerini göstermektedir.


Kuasarların ne olduklarını tam olarak henüz ispatlayamazsak da bunun için çeşitli teoriler mevcut;

1. Kuasarlar, güçlü bir manyetik alana bağlantılı olarak hızla dönen olağanüstü kütleli dev kara deliklerdir; 2. Kuasarlar, galaksinin göbeğinde yoğun birikimli milyonlarca yıldızın çok yanlı çarpışmalarından ileri gelmektedir. Bu çarpışmalar sonucunda, büyük kütleli yıldızların dış katmanları yırtılarak, iç kesimlerinin milyonlara varan derecedeki ısısı ortaya çıkar; 3. Bir önceki savın benzeri bu sava göre, kuasarlar öylesine yoğun birikimli yıldız galaksileridir ki; yıldızların birindeki süpernova patlaması başka bir yıldızın dış katmanını yırtarak onu da bir süpernova yapar ve zincirleme tepkimeyle yıldızlarda patlamalar meydana gelir; 4. Kuasarlar maddeyle anti-maddenin birbirini şiddetle yok etmesinden güç kaynağı almaktadır ve bu gücü korumaktadır; 5. Böylesi bir gökadanın göbeğindeki karadeliğe gaz, toz ve yıldızların düşmesiyle çıkan enerji bir kuasardır; 6. Kuasarlar beyaz deliklerdir. Yani karadeliklerin arka yanları. Evrenin öteki yanlarında, hatta belki de başka evrenlerde kara deliklere hortum gibi emilen maddenin görüntüye dönüşmesidir.

Kuasarları anlama çabası hala çeşitli araştırmalarla devam eden bir serüven. Peki sizce nasıl açıklayabiliriz? Kuasarlar eğer birer ak delik ise başka evrenlerden bizim evrenimize açılan bir kapı veya kendi evrenimizdeki kısayolların çıkışı olabilir mi?




1970'lerin başlarında, astronomlar kuasarları anlama çabalarında önemli bir ipucu keşfettiler. Blazarlar veya BL Lac nesneleri olarak adlandırılan yeni bir nesne sınıfı buldular. Blazarların tıpkı kuasarlar gibi, ışınım güçleri yüksektir ve yıldızımsı bir görünümleri vardır. Tayflarındaki az sayıda ve sönük emisyon çizgisi çok büyük uzaklıkları işaret edecek şekilde, yine bir kuasardaki gibi yüksek kırmızıya kayma gösterir. Blazarlar olağan dışıdır, çünkü son derece değişkendirler - ışıma güçleri bir günde %30 ve birkaç ay içerisinde % 100'lük değişim gösterebilir. Radyo gözlemleri, Blazarlarda, parlak bir çekirdeğin etrafından zayıf radyo salmalarının geldiğini göstermiştir. Bu da bu kaynaklarda, biri bize doğru yönelmiş (ya da hemen hemen öyle) iki jetin olduğunu işaret eder. Bu durum, kısa süre sonra bazı kuasarlarda da tespit edilmiş olan süperlüminal hareketlerin(Işıktan hızlı hareket) gözlemleriyle desteklenmiştir.


Görsel: https://www.pbs.org/



Kaynak:

Evreni Anlama Serüveni-Theo Koupelis


57 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör

Comments


bottom of page